Yaratıcılığın Devleri: ÇOCUKLAR

Hızına yetişirken kovalamak zorunda kaldığımız dünyada fark yaratmak için çocuklarımızın yaratıcılıklarına ilham vermek hiç de zor değil. Çocukların yetişkinler ve yaşıtlarıyla kurdukları iletişim pratikleri tabii ki birbirinden farklı. Yaratıcılıklarını arttırmak adına onların iç diyaloglarına ufak kıvılcımlar ekleyeceğimi umuyorum.

Çocuklarımız kimliklerini geliştirirken, etraflarındaki dünyayı sorgulayıp, kendi güçlü yanlarını belirlerler. Karakterleri, hayatlarını belirlemeleri konusunda en önemli faktördür. Öncelikle iç seslerinin pozitif çağrışımlarla dolu olmasına odaklanmalıyız. Bu, aynı zamanda yaşıtlarından onay almak, ailesinden kabul görmek, özgüvenini çoğaltmak, yargılanma duygusunu aza indirmek, hedefe sabırla odaklanmak, teknolojiyi verimli kullanmak ve baskıyı en aza indirmek için de önemli bir adım.

Günlerinin büyük bir bölümünü geçirdikleri okulda, bazı zamanlar onları motive etmek için yetersiz hissederiz kendimizi. Ya aynı şeyleri tekrarlarız ya da bıkkınlık duyarız. Elimiz ayağımıza dolanır. Okula gitmek istemeyenler, okulda başarısız olduğunu düşünenler, okuldan korkanlar, arkadaşlarıyla geçinemeyenler… Liste uzayıp gidiyor. Onlara “başaramadıklarının başardıklarına engel olmasına izin verme…” demeyi denediniz mi hiç?  Bazen işler bizim için bile çok karmaşık hale gelmiyor mu? Peki çocuklar halledemedikleri bir şey için ne hissederler… Yanlışlara odaklanmak en sık yaptığımız hata. Ama çocuğumuz bunu yaptığında, yargılamaktan geri durmuyoruz. Halbuki neler yapabileceğimize odaklansak, olumsuzluk bir anda yerini başarıya bırakmaz mı?

İkinci adım vücudu harekete geçirmek. Öylesine, özgürce, bir zorunluluk olmadan… Bunun için onlara sevdikleri müziği bulmalarına olanak sağlayın ve dans etmelerinin harika olduğunu söyleyin. Birlikte dans edin. Başarıyı bulmak adına doğru adımı atmak gibi, doğru hareketler için doğru müziği bulmak. Keşfedin. Keşfetmesine olanak tanıyın.

Yardım alın. Çocuğunuzdan aldığınız her yardım onun başarma duygusunu perçinleyecek. İzin verin, ona güvenin, beceremeyeceğini düşünseniz bile izin verin. Yardım edebilmenin iyiliğini pekiştirdiğini de unutmayın. Kendinizi çocuğunuzun yerine koyun. Yapabileceklerimizi kanıtlamamız için hiçbir fırsat verilmese, şu anda bulunduğunuz yerde olur muyduk? Kolay olmadığı algısını değil, yapmayı deneyebilirsin ritmini tutturun. Hayatın bazı anlarda herkes için zor, herkes için acı, herkes için kayıplarla buluşabildiği, bir deneyim olduğunu kabul etmeyi es geçmeden başımıza gelenin değil, ona nasıl tepki verdiğimizin bizi güçlü kıldığını tekrarlamaktan çekinmeyin.

Daha iyisinin de olabildiğini gösterin. Harika bir iş başardığını bilmekle bir sonraki adımı atmak arasındaki küçük tembellik çizgisini destekleyerek aşmasına yardımcı olun. Tıpkı alfa kuşağının olmazsa olması dijital oyun evreninde olduğu gibi. Sanal dünyada bir oyunun zorlaşan bölümlerini geçmek kadar kolaydır aslında gerçek hayattaki zorlaşan koşullarla uğraşmak. İşe başlamak için her şeyin mükemmel olması gerekmez. Telefon ya da tablete yüklenen, bir iki bölüm geçtikten sonra, silmeyi unuttuğu bir kenara atılmış oyun gibi. Onu bitirmek için tüm koşulların mükemmel olması gerekmiyor. Deneyim başarıyı körüklüyor.  Kendine olan inancını pekiştirdiğinizde kendisini sevmesini de sağlayacaksınız. Farz edin başarısız oldu. Başarısızlığın, yoğunlaştığı işi bitirmenin bir parçası olduğunu söylemeniz inanın onu çok rahatlatacaktır.

Unutmamasını sağlayın. Kurulan en büyük hayallerin sıradan hedeflerden başladığını unutmasın. Hayallerini kullanmaktan korkmamasını sağlayın. Cesaret verin, yaratıcılığına şaşıracaksınız. Yine empati yapın. Çocukluğunuzda öne çıkıp gerçekten de iyi olduğunuz bir konuda kendinizi ispatlayacak fırsatları kaçırmadınız mı? Ama bunu aştığınızda ne kadar iyi hissettiniz kendinizi değil mi? Çocuğunuz için de öyle. Yeni olanı bulması, fikir ortaya koyması için yenilenmesi gerekiyor. Sizin değil, kendi bilincini dinlemesi lazım. Başarıya yönlenebilmesinin tek yolu kararlılık. Hedefleri ve hayalleri örtüşmeye başladığında kendini o sürece adayacağına hiç şüpheniz olmasın.

Kimimiz X kimimiz Y kuşağıyız. Son zamanlarda sık sık karşımıza çıkan “bu da mı oldu?” diskurunu ya dinliyoruz ya da söylüyoruz. Evet her şey mümkün. Hayal gibi gelen her şey giderek mümkün hale geliyor. Çünkü çocukken bu hayalleri bizler kurduk.  Çocuğunuzun da şu andaki hayalleri ileride mümkün olacak. Gerçek zekanın anahtarının hayal gücü olduğu ortada. Onun hayallerine ortaklık yerine, hayal kurmanın inancını öğretin. Hayal ettiklerimize olan inanç. O yüzden inanç harikulade bir tetikleyici.

Parmak izlerimiz kadar bilincimiz de birbirinden farklı. Yaşamımız boyunca görmek istediğimiz değişiklik kendimizde olmalı.  Bizdeki değişiklik, başkalarının hayatındaki olağanüstü yeniliklere dönüşebilir. Değişiklik hepimizde aynı şekilde, aynı süreç içinde olmaz. Yanımızdaki kıymetli varlık için değişmek onu fikirlerle dolu bir evrende yolculuğa çıkmasına neden olacak. Hayale dalın… İyi kalın…

Nisan, 2019

Figen Bahtoğlu

Yorum bırakın

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

Yukarı ↑