Eleştirel Düşünmede Açık Fikirlilik ve Kuşkuculuk

Başlık, akıl karıştırıcı olsa da bilerek seçtim. Açık fikirlilikten kuşkuculuğa, eleştirel bir bakış açısının düşüncelerimi iyiden iyiye karıştırmasını istedim. Karıştı ama sanırım çözümü de buldum ve tabii ki paylaşmak istedim. Bu iki özelliğin nasıl olup da birbiriyle uyum kurabileceği aklımın ucundan geçmezdi. Fakat oluyor işte.

Eleştirel düşünmede kaliteyi arttıran pek çok eğilim var. Merak, doğruluk arayışı, gerçekliğe vurgu, beceriklilik gibi. Aslında aralarında pek çok fark da bulunan bu eğilimlerin belli durumlarda açık fikirlilik ve kuşkuculuk yönünden birbiriyle çelişkili olduğunu fark edebiliyoruz. Konuştuğum, kendimi beslemek adına sohbet ettiğim farklı yaş gruplarında, kültürde, eğitim çeşitliliğindeki sayısız insan açık fikirli olmanın harikulade bir şey olduğunu kabul etmelerine karşın, içlerinden ortalama düşünceye giremeyecek azınlıktaki birkaçı ise  bu tür bakış açılarının aptalca olduğunu ve üzerinde durmanın zaman kaybından başka bir şey olmayacağını söyledi. İşte beni ilgilendiren kısım da azınlıktı. Çünkü açık fikirlilikle kuşkuyu, üstüne üstlük eleştirel bir bakış açısıyla birleştirmeye çalışıyordum. Bazen bir fikir değersiz –sözde değersiz- gibi görünse de gerçekten de verimli  bir sonuca ulaşmanızı sağlayabiliyor.

Tamam, biraz aklım karışmış kabul ediyorum, ancak sizinkini de karıştırmaya hakkım yok. Sıradan gibi görünse de dikkate alınması gereken, eleştirel bir bakış açısına ulaşacağına inandığınız bir fikrin peşinden koştuğunuz olmadı mı hiç? Eylemlerinizin sonuçlarından emin olmadığınız bir düşünceye şans vermediniz mi? Şüphe duyduğunuz bir düşünceye kapı araladığınız olmadı mı? Benim çok oldu. Çünkü aklıma gelenleri çalakalem yazdığım, sayısız not defterinin içinde birbirinden bağımsız yüzlerce kelimenin, çoğunlukla neden yazıldıklarını kendilerinin de bilmediği onlarca fikrimin toplamı, iyi bir karışıma ulaşmak adına harika bir temel sağladığını inkar edemem. Bazı zamanlar “bunu ben düşünmüş olamam.. Çok klişe… sıradan… elbette daha önce de yapılmıştır..” dediğim çok oldu. Ama şüphelerimin ve açık fikirliliğimin buluşmasıyla tüm o sözüm ona saçma olarak yaftaladığım fikirlerde muhteşem incelikler olduğunu fark ettim.

Esnek olmak ve şans vermek. Yaptığım tek şey bu. Düşüncelerimin katılığından kaçınmak, bambaşka ve bağlantısız gibi görünen fikirlerimi katı analizlerimden ayırarak farklı bakış açılarımla aynı ya da apayrı şekilde değerlendirmek düsturum oldu. Bazen inandığım şeylerden ayrı, bazen son derece ciddi, kimi zaman dış eleştirilere kapalı, çoğunlukla da yapıcı belki de değil tüm eleştirileri kabul etmem gerektiğini görmüştüm. Bende biriken her şeyi yeni fikirler ve deneyimlerle –olası deneyimlerimle- farklılaştırmak, benim için “olmayanı”  bulmak ile ilgili harika bir keşif yolculuğuna dönüştü.  Bakış açılarımı önyargılarıma kabul ettirdim. Kuşkuculuğum düşüncelerime meydan okudu. Tüm eleştirileri açık fikirlilikle yeniye dönüştürdüm. Ayrı gibi görünse de beni aynı sonuca çıkaran farklı tasarım şekillerinin beni beslemesine tanık oldum.

Sonuç olarak açık fikirliliğimle aklıma takılan sıradan bir düşünceye şans veren şüpheciliğim sayesinde tüm eleştirileri kabul ederek ortaya “yeni” olanı çıkartabilmek olağanüstü.

Figen Bahtoğlu

Kasım,2019 – Antalya

Yorum bırakın

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

Yukarı ↑